''aynadaki dostunu incitme''
Kendisinde olmayan meziyetleri
karşıdan istemeyi kendinde hak sanan sıfatsız yürekler
bir bardak suda fırtına koparmayı erdem sayarlar...
Hasis yürekleri şefkatten Yoksun olduğu için,
Yarattıkları fırtınanın içinde
kaybolmanın suçunu hiç utanmadan da aynadaki dostuna yüklerler…
Ve sende;
Bu dünyanın onca çer çöpüne nazire yaparcasına
hiç düşünmeden onlar istedi diye aynadaki dostunu
molozların arasına fırlatıverirsin…
Etme gönüldaşım;
Canından can koparmış olsan dahi
onlar yinede yetinmeyecekler ve
Pişkin suratlarındaki karanlık çukurların bakar körlüğünde seni sorgusuz sualsiz,
Çağdışı diyerek suçlu ilan edecekler ve çağdaşlık zindanlarının kör kuyularına mahkum edecekler…
Etme gönüldaşım; Onlar için Kaf dağının ardında Zümrüd-ü Anka kuşunu yakala ve onun ateşiyle karanlıkları aydınlat sen yine onlar için çağdığı birisin..
Düşüncelerinde Haklı olduğunu bildikleri halde hak aramanı
Kendilerine karşı işlenmiş bir suçmuş gibi görecekler ve seni senden uzak tutmak için
Aynadaki dostuna seni düşman edecekler...
Etme gönüldaşım;
Yüreğindeki kudret ateşinin zayıflayabilme si için seni sende tutan aynadaki dostunu sana düşman edebilmek için yamacına Dost postuyla yaklaşacaklar ve senden seni ödünç isteyecekler ve ilk fırsatta seni senin elinle çöpe fırlatacaklar...
Etme gönüldaşım;
Sen sende kaldığın sürece güçlüsün ve aynadaki dostunu birilerinin keyfi için incitme...
İşte bu sebeple;
Aldığın her nefeste gönül secdende Hu diyerek inleyen yüreğinden başkasını dost bilme...