'' Bayram, Ramazanı unutturmak için gelmedi ''
Orucun açlık olmadığını hep unutuyoruz.
O gelmeden önce yaşananları bir hatırlayalım istermisiniz?
O gelmeden önce; Yıkıntılar arasında sıkışıp kalan kalbimizi sözüm ona nefsimizden koruyalım derken farkında olmadan Karton kalelere hapseder olmuştuk...
O gelmeden önce; ucuz mazeretlere sığındık ve suç varsa suçluda vardır diyerek suçlarımız arasında kendimizi haklı çıkarma gayretiyle çırpındık ve çırpındıkça daha da batardık...
O gelmeden önce; Yüreğimizi dertlere karşı izole etmek için cam fanus içerisine tıktığımızı düşünerek dış dünyayla irtibatımızı keser olmuştuk...
O gelmeden önce; Dışarıyı gören gözlerimizin basireti kapanmıştı ve bu sayede hayata küsü vermiştik...
O gelmeden önce; Nefsimiz tok karnımızda! at koşturuyordu...
Ve işte böyle bir dönemde;
On bir ayın sultanı imdadımıza Hızır gibi yetişti ve hatalarımızı, kusurlarımızı silip süpürebilme imkanı verdi. Basireti kapanan gözlerimizin Nefsimiz karşısında tekrar güçlü olabilmesini oruç şifasıyla sağladık...
Ve oruç Basiretimizin tekrar ardına kadar açılmasını sağladı...
Şimdi dur ve düşün;
Tuttuğumuz oruçlardan payımıza düşenin sadece açlık olmadığını anla....
Orucun işaret ettiği manaları kavrayabilmemiz için nefsimizi bir ay boyunca tokat manyağı yaptık...
Şimdi ondan kalan dersi unutmayıp basiretimizi kalbimizde sürekli açık tutmalıyız...
Basiretimizin açık olduğu, nur kokan böyle bir dönemi, son nefesimize koruyabilmek ümidiyle kadar bayram sevincinin yüreğimizde baki olması dileğiyle
NİCE BAYRAMLARA...