Vaktin hesabıyla plan yapanlara bir çift sözüm olacak; ‘’Ne kadar plan yaparsanız yapın, plandaki olan değil nasipte olan gelir başımıza.’’
Adaletiyle ve cesaretiyle bilinen Hz. Ömer’in bir güzel sözüyle başlayalım hikayemize. ‘’Beni kimsenin bilmesi önemli değil. Rabb’im bilsin yeter. Kim ne derse desin bana Rabbim kulum desin yeter.’’
Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şerif-inde bizlere şöyle buyurmuştur. ''Kafir de olsa mazlumun âhını almaktan sakının.''
Bazı olayların görünen ve görünmeyen tarafları vardır ve ancak Derinliğine inince hikmetler çıkarabiliriz.
Cennet mekan Abdülhamit han hazretlerinin şöyle bir sözü vardır. ‘’Birlik ve beraberlikte kuvvet, ayrılıkta, sıkıntı ve felaket vardır. ‘’
Baş başa vermeyince taş yerinden oynamaz diyerek hikâyemize geçelim:
bu kıssadan nasibimize düşen mana "Bir şeyi gerçekten görmek istiyorsan” der meczup “gözlerini kapat da öyle bak"
Sofranda ki yemeği paylaşabilmek, okul yolunda beraber koşabilmek, askerde aynı safta, vatan için beraberce savaşabilmek hiç de zor değildir, sen yeter ki elini uzat…
''Perde Kurdum, ışık yaktım, bilenlerin meclisine gel,
İbret alan gözlerle seyret, kesin olarak bilmeye gel!''
’Dostlarınızı daima vefa ile hatırlayan sen ol! arayan sen ol, bulan sen, tanıyan sen ol, kucaklayan sen. Şair der ki: Kula vefası olmayanın Hakka vefası olmaz.
Yeter ki acı da ki hikmeti görelim ve şükredelim....
Her şeyin Allah'tan geldiğini ve imtihanda olduğunu bilmek, insanın kırılganlığını azaltarak direncini artırır.
Canlar bu hikâyeden payımıza düşen hisse; Hayatta başarılı olmanın yolu, kaç soru cevapladığımızda değil, Allahın rızasını kazabilmek için disiplin ve çevremize gösterdiğimiz sorumluluktan geçiyor…
İstidadımın en keyifli yönü Meddahlık tarafım olduğuna inanıyorum.
Meddah olarak anlatmaya çalıştığım Peygamber kıssalarımın ilk bölümü...
Bu kıssadır bir mecmua kenarına kaydolunmuş, biz de gördük söyledik ve bu kıssadan nasibimize düşen söz ''Hayat Hicrettir, mümin ise müebbet muhacir...''
Bu hikayeme destek veren nesneler Baston, Peşkir, sarık ve kukla.
Hikayelerim izinsiz kullanılamaz...
Milletin ne sandığı, ne dediği umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescitlere giderdi. Öyle bir imamın arkasında durmalı ki derdi, tekbir alırken Kâbe’yi görmeli.
"Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek Ruhları sevmeyi deneyin."
Hak dostum hak diyerek başlayalım bir başka hikâyemize… İsim isme, cisim cisme, semt semte benzer, geçmiş zaman söylenir, yalan gerçek vakit geçer demişler. Canlar geçen zamanın kıymetini bilmek için sizleri Semerkant’a götüreceğim...
Efendim: Bu kıssadır bir mecmua kenarına kaydolunmuş, biz de gördük söyledik ve bu kıssadan gönüllerinize düşen hazineyi unutmak istemiyorsanız sarıp sarmalayıp yüreğinizin bir köşesinde saklayın.
Efendim: Bu kıssadır bir mecmua kenarına kaydolunmuş, biz de gördük söyledik ve bu kıssadan gönüllerinize düşen hazineyi unutmak istemiyorsanız sarıp sarmalayıp yüreğinizin bir köşesinde saklayın.