Web Tasarım Ankara

 ''hayal perdesinde gölgelerin ali cengiz oyunları''

Siyaset arenasında Küçük insanlar vardır bilirsiniz, fiziksel ve yaş olarak küçüklükten bahsetmiyorum tabii ki, kişilik olarak küçük olan cücükler..

Bunlar bir yere gelmek için kendilerini siyasi partilerde şirin gözükmek zorunda hissederlerki sonuçta parsaları verimli olsun... Mesela yeri geldiğinde kraldan çok kralcı dırlar... Kralcı olurken, Kendilerini öyle kaptırırlar ki kralın gölgesinde gölgelerini gizleyerek hayal perdesinin sınırlarını aşarlar kralın gölgesini kraldan fazla savunurlar...

Küçük olduklarını umursamadan kralın gölgesinde kendi gibi küçük insanları rekabet uğruna ezebilmek için saldırırlar. Bereketli sofrada tuzluk olduklarını unutan bu hayalperetsler tuzluk oldukları aklına geldikçe pişmiş aşa su katmaya başlarlar...Düzenli ve rayında giden her işi bozmak için sinsi planlarını gizlilik içinde ali cengiz oyunlarıyla gizlemeye çalışırlar... Her şey yolunda giderken treni yoldan çıkarmak için puslu havayı beklerler. 

Aslında bu kişiler kendi gölgelerinin büyüklüğüne aldanarak kralın gölgesini zamanla beğenmez oldukları için  ve kralın hakkında çaktırmadan ayak oyunları yapar.. Bunnu gerçekleştirmek içinde kendi gibi küçük adamların gölgelerine sığınabilmek için ziyası yoksun perdede alengirli  işlerle gölge oyunlarına girişirler...

Perdeye yansıyan gölgelerine güvenerek hayal perdesindeki ilkeleri yerle bir edebilmek için kral çıplak hikayesinde baş kahraman olmaya çalışırlar...

Tuzluk vazifeleri bittiği anda İftira ve hakaret en önemli silahlarıdır, ve akılları sıra çirkeflikle üste çıkacaklarını sanarak kendilerini dev aynasında haklı gösterebilmek için kralın karanlığından zor kurtulduklarını iddia ederler..

Halbuki bilmezler ki bol ışığın olduğu yerde, her zaman koyu gölgeler bulunur...

 '' Dostlar Bir Yerde Küçük İnsanların Gölgeleri Büyüyorsa Orada Güneş Batıyor demektir''

 

ALİ CENGİZ OYUNU NE DEMEK?

Hile ile iş yapanların dalaverelerine ve akla gelmeyecek tuzaklarına Ali Cengiz oyunu denilir. "Filânca falancaya bir Ali Cengiz oyunu oynadı ki" diye başlayan cümlelerin arkasında şeytanın bile aklına gelmeyecek hileler, düzenbazlıklar anlatılır. Bu deyimin menşei eski bir halk hikâyesine dayanır.

 

Nâkılân-ı âsâr ve râviyân-ı şeker-güftâr şu gûnâ rivayete bu yolla hikâyet ederler ki; eski zamanda bir sehhâr adam gayb ilimleriyle uğraşarak istediği şekle girebilmenin tılsımını keşfetmiş. Cifr, remil, falcılık, yıldız ve kıyafet ilimlerine de vakıf olan bu adam, sihirbazlıkta o derece ileri gitmiş ki canını eğlendirmek ve halka marifetini göstermek üzere bık sık şekil değiştirmeye ve insanları hayrette bırakan oyunlar çıkarmaya başlamış. Hattâ bu oyunu menfaatleri için kullanmakta ve halkı aldatmakta da üstüne yokmuş. Söz gelimi hanımına "Bahçede bir keçimiz var, pazara götürüp salıver." der, sonra da bahçeye gidip keçi kılığına girer, hanımı kendisini sattıktan sonra yine insan olup eve dönermiş.

 

Bu sihirbaz adamın bir huyu da isteyen herkese sihrini öğretmekmiş. Ne var ki marifetini her kime öğretse, sonra ona bir oyun yaparak mat eder, öldürürmüş. Mesela oyunu öğrenen kişi kanarya olsa, sihirbaz bir atmaca olup onu avlar; öğrenen ağaç olsa, sihirbaz ateş olur onu yakarmış. Devrin padişahı bu gidişata dur demek isteyince tellallar çığırtıp u düzenbazı kendi huzurunda mat edene kızım vermeyi vaat etmiş. Herkes bu tehlikeli sınavdan kaçarken Ali Cengiz adında fakir bir derviş bu işe talip olmuş.

 

Ali Cengiz, sihirbazdan oyunu öğrenmek üzere kurs almaya başlamış. Ne var ki sureta ahmak gibi davranıp asla öğrendiğini göstermiyormuş. Böylece sihirbaz, Ali Cengiz'i kolay lokma görüp oyunu en ince ayrıntısına kadar anlatmaktan çekinmemiş.

 

Sınav, padişahın cuma selamlığından sonra yapılacakmış. Ali Cengiz bir koç kılığına girip meydana gelmiş. Sihirbaz derhal bir kurt olmuş. Ali Cengiz su olup kurdu boğmak isteyince sihirbaz kendini ateşe çevirmiş. Bir müddet ikisi de kılıktan kılığa girmişler. Sonunda Ali Cengiz bir çiçek olup padişahın kucağına düşmüş. Sihirbaz bir eşek arısı olup üzerine konmuş. Ali Cengiz derhal darı olup yere yayılmış. Sihirbaz hemen tavuk kılığına girmiş ve darıları toplamaya başlamış. O darıları yiyedursun Ali Cengiz arkadan bir tilki olup tavuğu boğmuş.

 

Sihirbazın cenazesinin defnedildiği gün Ali Cengiz ile padişahın kızının kırk gün kırk gece sürecek düğünleri başlamış. Ne var ki Ali Cengiz'in sol elinden iki parmağı eksikmiş artık. Yine de onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.

 

Not: Ali Cengiz kelimelerinin "âl-i Cengiz (Cengiz soyu)" çağrışımından yola çıkarak bu deyimin Anadolu'daki Moğol istilâsıyla da bir alâkası bulunduğunu söylemek mümkündür.

 
Yorumlar


Hiç Yorum Yapılmamış. İlk yorumu siz yapın...