Web Tasarım Ankara

 Hayat oyunu iyi bir ele sahip olmak değil, kötü bir eli iyi oynamaktır. “

H. T. Leslie

 

Hayal sahnesinde başarıyla rol kapmanın yolları…

Oyuncu ben zekiyim, yetenekliyim ve sahnede başarı kaçınılmaz diye yola çıkarsa sahne hayatında erken yıkım yaşayabilir. Çünkü sahnede başarı sadece yetenek ve çok istemekle elde edilmiyor. Başarısızlıklardan ders çıkararak ve oyunculuğun sahne adabı içerisinde ısrarcı olması gereklidir. En azından benim tiyatro anlayışımda öğrencilerime en önemli tavsiyem rol verilmez alınır sözümdür. Israrcılığının yanı sıra sahne terbiyesinde disiplin ve çalışmalarda muhakkak istikrar şarttır. Nice yetenekli insan vardır ki sahne hayatına adım atarken mağlubiyetlerle karşılaşmıştır ve asla pes etmemiştir. Örnek vermek gerekirse Dünyaca ünlü Tenor Luciano Pavarotti 28 yaşındayken İtalyan büyükelçisinin tavsiyesi üzerine Devlet Opera balesinde kadroya alınmış fakat sonrasında bir iddiaya göre Cüneyt Gökçer’in sahnedeki beceriksizliğini ve kötü sesini bahane ederek üç gösteri sonra onu İtalya’ya geri yollamıştır. Ama o Pavarotti kovulduktan sonra mağlubiyeti kabul etmemiş önce Moskova’da başarı merdivenlerini tırmanmış sonra Avrupa derken tüm Dünyanın kabul ettiği bir sanatçı olmuştur. Oyuncu bıkmadan usanmadan çok çalışacak, yılmayacak ve en önemlisi sağın solun lafına kulak tıkayarak onların kifayetsiz sözlerinin cesaretini kırmasına izin vermeden yoluna devam edebilmelidir.

Şimdi paylaşacağım hikâye söz söylediğim söze örneklemedir.

Sıçramayı istemek tepeye ulaşmanın yarısıdır…

Günlerden bir gün nehir ağzında yaşayan kurbağaların geleneksel yarışı varmış. Hedefleri, çok yüksek bir tepeye tek sıçrayışta çıkmakmış. Her sene yarışmayı seyredenler daha önceki yarışmalarda o tepeye çıkan hiç olmadığı kendi arkadaşlarından da ümitsizlermiş.

Ve yarış başlamış. Seyirciler daha ilk yarışmacıda boşuna koşma o tepeye kimse çıkamaz tezahüratları yapmaya başlamışlar. İlk yarışmacı iyi zıplamış ama tepeye ulaşamadan tepe üstü yere çakılmış ve tribündekiler gülmeye bağlamış. Sonrasında diğer yarışmacılara dönerek Korolar halinde: 'Zavallılar! Hiç başaramayacaklar!', diye bağırıyorlarmış.

İkinci yarışmacı da aynı şekilde atlayamamış sonraki, sonraki derken kurbağalar tepeye ulaşamayınca, teker, teker yarışı bırakmaya başlamışlar. Yine de seyirciler bağırmaya devam ediyorlarmış: ‘Zavallılar! Hiç başaramayacaklar!'

-Ve sonunda, bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmışken o bırakmamış. Son kurbağa yarıştan çekilmediği gibi büyük bir gayret ile mücadele ederek, tepenin zirvesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler.

Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş: 'Bu başarının sırrı nedir, dostum?’

Ama yanıt alamamış. O anda farkına varmışlar ki...

Tepeye çıkan kurbağa sağırmış!

Paul Estridge

Sahneye dair ısrarcılığını bazen seçmelerine girip kaybettiğiniz hocalar, ya da sahneye çıkmanıza engel olan yönetmenler anlayabilir. Eğer sen başarabileceğine inanıyorsan o sahneye çıkmamak için hiçbir engel yoktur. Lakin ben çok istiyorum ve eninde sonunda sahneye çıkacağım diyerek kendi yanlışlarını görmeyip gerçeklere gözlerini kapatıp o yola bodoslama girerse eninde sonunda o yolda duvara toslar. Örnek vereyim oyuncu adayı konuşma adabını düzeltmek yerine benim ihtiyacım yok beni kıskandıkları için öyle diyorlar diyerek körü, körüne kendine güveniyorsa emin olun sahnede olmasa bile hayat sahnesinde pot kırmaya devam eder. Yanlışlarında ısrar eden ne kadar yetenekli olursa olsun hep aynı yerde ayağı takılıp düşer. Mevlâna Celaleddin Rumî  kendi hatalarına kör olanları mesnevide şöyle anlatır.

“Bir adamın sürekli kullandığı yolunun üzerinde bir diken ağacı bitiyor. Bu adam için en doğru olanı, daha zayıf olan o diken ağacını kökünden söküp atmasıdır. Çünkü diken ağacı daha çok zayıf, kendisi de çok genç ve güçlü. Bunu bir an önce yapmalıdır. Yok eğer o adam, o diken ağacının sağından ve solundan geçerek onu yolundan temizlemekte ihmal ederse o diken ağacı daha derinlere kök salar ve günbegün güçlenir. Buna mukabil bu adam da sürekli yaşlanır ve zayıflar ve öyle bir gün gelir ki o diken ağacı, adamın doğru yolunu tümüyle kapatır ve adam o ağacının gölgesinde zillet içinde yaşar.”

Sahnede başarılı olmak için başarısızlıklardan ders çıkarmak gerekir. Ve her başarısızlıkten öğrendiklerimizle hemen her gün yeni bir sayfa açıp sanki her şeye yeniden başlıyorum heyecanıyla yoluna devem edebilmelidir. Eğer sahnede başarılı olmak istiyorsak önce hedefimize sonra başarıya odaklanmamız gerekir. Sonra en önemlisi sahnede başarılı olan ustaların hayat derslerinden feyiz alıp onlardan başarı tırtıklamayı öğrenmemiz gerekiyor. Tabi bunu yaparken nefsimize yenik düşüp Mütevaziliğimizi kaybetmemeliyiz.

 
Yorumlar


Hiç Yorum Yapılmamış. İlk yorumu siz yapın...