Kalabalıklar arasına karışmış olan ve Ruhsal dengesinin bozuk olduğunu kabul etmeyen insanlar yaşamlarının değişimlerini anlamadan ömürlerini tüketirler.
Gece yarısı uykumun arasında buldum! diyerek sevinçle uyanmış ve yanı başımda bulunan çift dikişli karalama defterime hemen icadımı çizivermiş tim…
Her kulaçta o koca, koca dalgaları aşmak zor ötesidir. Zoru başarmak isteyenler limonun ağacındaki olgunlaşma sürecine bakıp sahnenin adabına uymaları gerekir.
Sabahçı kahvelerinde pinekleyen o mahur bakışların,
Son nağmelerine sürüklüyorum.
Biz oyuncular; hatırladıkça muhteşem hazinelerle dolu olan anı deposunun anahtarının düşüncelerimizde saklı olduğunu biliriz.
Anadolu’da turne tiyatrosunda geçen yaşamım, oradan, oraya göçebe kuşlar misali geçti...Her çeşit iklimde değişik renkte çiçekler tanıdım..Onlar bana kokularını verdiler, ve ben o kokularla büyüdüm...
Geriye dönüp bakınca nereden nereye gelmişim çok iyi görüyorum...
Dünün baldırı çıplak sanatçı müsveddesi meğerse bugün yüzlerce oyuna imza atan bir yönetmen ve oyuncu oluvermiş.
Eşyaya teslim olmayan bir ahlak yapısıyla tüm dünyaya örnek olan ahilerin hikayesidir..
Bana sevgiyi bağışlayanın sevgisini hissettiğimde karanlık dehlizlerim aydınlanmaya başladı... Birilerin beklerken beklendiğimi hissettiren en büyük aşkımı fark ettim...
(2006 - 2007 sezonu) Lyle Kessler'in kaleme aldığı dramatik eserde Amerikalıların janjanlı zekâ düzeyini komik şekilde "ti"ye alırken, oyunun kurgusu içinde iki yetim kardeşin bir gece hayatlarına giren bir adamla değişen hayatlarını dramatik şekilde ele
Bu mahalle benim için yaşayan nefes alan bir çocuktu ve benimle her köşe başında saklambaç oynardı...
Göründüğü gibi bir insan hayatında duyuların ve duyguların yaşanmadığı bir yaşam biçiminin yokluğu asla düşünülemez. O zaman sahnedeki rolü canlandıran kişi sahici olan duygularını gerçekten hissedip karakterinin hakkını duyularından ve duygularından yayı
Sahnedeki karakterin aldığı her nefesi kendi nefesimizde soluyarak hissetmek zorundayız. Sahne karakterimizin at koşturduğu mekan, hayal dünyamızın kullanılabilir esnekliğiyle ortaya çıkar.
Yüreğim ne zaman daralsa, sevdayla başım ne zaman derde düşse Eminönü'nden kalkan bu geminin güvertesine çıkarım ve İstanbul’uma göz kırparım, O da her zamanki çapkın edasıyla gülümseyiverir…
Ağzı mantarla kapatılmış bir şişe düşünün ve onu göğüs kafesinizin arasındaki kalbiniz olarak farz edelim. Şişenin ağzının açılmasına ve kapanmasına sebep olan yegâne güç nefsimiz olsa da şişenin ağzındaki mantar gerilimi temsil eder
Kendimi kendimde bulabilmenin kapısını aralamıştım ve bu sayede hayat sahnesinde oyunculuğumun ne kadar geliştiğini fark ettim
Velhasılı dostlar...
İnsanın şöhret olması için ekranlara çıkması gerekmiyor.
İnsanın tanınması için şöhret olması gerekmiyor...
"Dostlar; Bir Yerde Küçük İnsanların Gölgeleri Büyüyorsa Orada Güneş Batıyor demektir"
Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum.
Çünkü onlar düş, düşe yüzmeyi öğrenmişler...
İnsan olmanın şerefini omuzlarında taşıyan kişi hayat ve hayal sahnesinde iyi bir oyuncu olmak istiyorsa kendi iç dünyasında önce kendi oyunculuğunu keşfeder sonra tiyatro sahnesinde o keşfin tadını oyunculuğunun nispetinde doyasıya çıkarır
Bu kişilerin bünyesindeki cemaat mensupları daha güzel bir makam alsın diye her makamı yerle yeksan etmeyi göze almışlardır...
Gölgede kalanın gölgesi olmaz, gölgeni gölgelere mahkum etme ve gölgenin yegane sahibi olan hakka bu gecenin yüzü suyu ışığının hürmetine pervane ol
Sonrasında ‘Sarı oğlan sende bu patlıcanlar gibi çürümek istemiyorsan dertlere ve sıkıntılara karşı dimdik ayakta durmalısın, içini daima temiz ve boş tutabilmeli sin...
Lakin unutma; İçindeki boşluğu neyle ve nasıl doldurduğuna dikkat etmelisin...
Yüzümdeki soru işaretini görünce tebessüm ederek ‘Neden boşuz diye sorgulama; çünkü Allah bizleri dolu olarak dünyaya getirseydi, hayatın, öğrenmenin hiç bir değeri ve anlamı kalmazdı.
Yıl 1974 İzmir…
Gecenin bir yarısı yakamoz serenadıyla deniz kenarına çekilmiş koltukları beyaz deriyle kaplanmış 62 model kırmızı Chevrolet.
(1999-2015 sezonları) Üstadı anlamaya çalışırken karşıma çıkan sanat hayatı bende derin izler açmıştır...Ömrünü hayat, kainat,insan ve var oluş sırrı üzerine adamışken, bir gece aniden gerçeğin kucağına düşer. Hiç ummadığı bir zamanda,bohem hayatının zirv
Geleceğimizi Esaret altına almaya çalışan eli kanlı hainlerin kirli emellerini canları pahasına boşa çıkaran Kahraman Gazilerimizin ve şehitlerimizin hatırasına binaen...
''Tiyatro değil Gerçek''
Önce barikatlar kuruldu sokaklara ve sonra Polisin sokulmadığı sokak işgalleri.
Hayır! Umut denen ekmeğimin bayatlamasına izin vermemeliydim… Ayağa kalktım lambanın altına gelip başımı kaldırdım… Minicik boyumla uzandım, Elimi tutması için uzattım, sessizce pes etme minik kelebek diyebildim…
Köşesi olmayan bu yazımda Kukla karagöz ve temaşa sanatımız adına sert ifadeler kullandım ona göre okuyun ve ona göre düşünceleriniz bana iletin...
Köşesi olmayan bu yazımda Kukla karagöz ve temaşa sanatımız adına sert ifadeler kullandım ona göre okuyun ve ona göre düşünceleriniz bana iletin...
1969 yılında naftalin kokan sandıklarda tanıştığım kuklalar ailemden biri gibiydi.
Defterimi yola düşürmüş olsam da sakiye sohbet kalmazmış baki. Canlar; Bizi en sert eleştirenlerin çoğu zaman, Ümitsizliğe uğramış bir merak olduğunu unutmayın...
Bu kıssadır bir mecmua kenarına kaydolunmuş, biz de gördük söyledik ve bu kıssadan nasibimize düşen söz ''Hayat Hicrettir, mümin ise müebbet muhacir...''
Aşkın Aşkını; sükûtun dinginliğinde sabır ile vücut bulmasını istiyorsak;
Yüreğimize perde-i vuslat nidasını yüklemeliyiz. LA İLAHE İLLALLAH
Uyan kardeşim; Çocuklarımızı hainlerin 15 Temmuz yalandır söylemlerine muhatap etme. SUSMA sen,ben SUSTUKÇA bunlar HAKLIYIZ diye MEYDANLARA çıkıyorlar...
O gece Yaşadıklarım oyun diyenlere en güzel cevaptır.
Ve gece karanlık örtüsünü çektiği anda o nankör çehrelerin komutanı olan albayın ateş edin sesleri yankılanıyor kulaklarımda.
O geceden sonra kulaklarım ağır işitiyor sesleri...
O geceyi unutmak çok zor, çok zor...
Hacı bayram-ı veli hazretlerinin hayatını ve düşüncelerini sahneye aktarıldığı ilk tiyatro oyunudur.
Mutluluk ve mutsuzluk arasında bir yer varsa Rabbım o yeri önce anneme sonrada bana miras bırakmıştır.
Biz etle tırnak gibiyiz...
Bizi parçalayıp midesine indirebilmek,
İçin içte ve dışta bekleyen bir sürü düşmanımız varken birbirimize vurmayalım...
Terörün istediği işte bu...
Foter şapkalı muhtar amca kutuların başında oturmuş gözlüğünü düzelterek kutuların üzerindeki numaraları okuyordu...
Beni görünce Gel bakalım koca Mehmet bakalım ne kadar güçlüsün diyerek uzattığı rengarenk kutular... Annemin öp amcanın elini dediğinde u
Sonrası hiç değişmeyen görüntü her defasında hasıl olur Annem hışımla banyoya girer ve seninle uğraşmaktan bıktım sarı oğlan yine her tarafın leş gibi sen suyla oynuyorsun dediğinde dayağın ayak sesleri şaplakla geliyor derdim...
Sevabın ne olduğunu tam olarak anlamamış olsam da parmak hesabı yaptığım sevapları kaybetmemek için sofradaki iki kap yemeğe asla el sürmezdim...
Yüzlerce seçenek arasından en uygun tiradı seçmek ve tirat örneği bulmak oyuncu adaylarının zorlandığı bir durumdur. İşte seçmelerin ve sınavların en çok tercih edilen tirat örnekleri…
Hiç unutmam, Bir keresinde annem oyunun perde arasında yanıma geldi ve sahnenin altında gazete kağıdına sarılı bir parça ekmeği çıkardı ve arasını ayırıp bir tutam tuz serpti ve hadi sarı oğlan oyun sonuna kadar bunu ye oyun bittikten sonra sana güzel bir
O geceye dair HAİNLERDEN hesap sormak için müşteki olduğum mahkemeye dair internet sitelerine yansıyan haberlere istinaden incitici mesajlar atanlar o gece yaşadıklarımızın yüzde birini dahi yaşamış olsaydınız bugün dünyayı ayağa kaldırmış tınız.
O GECE
Çözüm sürecine ilk günlerden beri destek verdim...
Ve birileri gibi fikirlerimi ve yazdıklarımı değiştirmedim dün neredeysem oradayım...
Çocukluğumun ibadethanesi annemin sımsıcak kollarıydı… Onun olduğu her yer misk-i amber kokardı, yada bana öyle gelirdi… Otel odalarının kirli soğuk ortamı onun bir bakışıyla değişiverir saray yavrusuna dönerdi…
Yağmur taneleri pencereye vururken ben eğilerek pencereden bulutlara baktım ve...
Rahmetli annem içeriye gelmiş ve küçücük bedenime sarılmış ne o sarı oğlan yoksa babanı mı gördün?
Anne babam sanırım kolumun yanmasına üzüldü bak ağlıyor....